YANIK KIŞLA İŞYURTLARI İLE YENİDEN YAŞAM BULUYOR
Kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel Türk el sanatlarını yaşatma konusundaki çabalarına başka bir alanda devam eden İşyurtları Kurumu, şimdi de Mimari Restorasyon ve İnşaat İş Kolları marifetiyle tarihsel ve kültürel anlamda değer taşıyan mimari eserlerin, doğru yöntemlerle korunmasını ve onarılmasını sağlayarak kültür ve medeniyet izlerimizi gelecek nesillere aktarmak, bir sosyal sorumluluk görevi olarak ülkemizde tarihi ve kültürel zenginliklerimizin korunmasına destek sağlamak ve tarihi çevre bilincini artırmak amacıyla kolları sıvadı.
Bu kapsamda, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının yakın ilgisi ve takibiyle Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü bünyesinde açılan Mimari Restorasyon ve İnşaat İş Kollarında istihdam edilen hükümlüler, Edirne Müze Müdürlüğü uzmanlarının denetim ve gözetiminde, Edirne Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü arazi dâhilinde bulunan tarihi eserlerin ve bu eserlere ait kalıntıların restore çalışmalarını yürütüyor.
1827- 1893 yılları arasında yapılan ve daha sonra birkaç kez yangın ve tadilat geçiren, “Yanık Kışla” olarak da bilinen Mahmudiye Kışlası, günümüzde Edirne Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olarak kullanılmaktadır. Bu kışlanın Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumuna tahsisli arazi sınırlarında bulunan talim avlusu girişi, avlu duvarları, hamamı ve yıkılmış cami yapıları Koruma Kurulu Kararı ile anıt varlık olarak tescil edilmiştir. Mimari Restorasyon Uygulama iş kolu, ilk olarak bu Kışla talim avlusu girişinde bulunan ve giriş kapısını belirleyen kule yapıların, restorasyon uygulamaları öncesi, yerinde ölçüm ve proje çalışmalarına başladı. Ayrıca Açık Ceza İnfaz Kurumuna tahsisli arazi içinde yer alan ve 1827 yılında Sultan II. Mahmut tarafından yaptırıldığı belirtilen “Piyade Kışla-ı Hümayun Camii’nden geriye kalan minare kalıntıları çevresinde, Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun izinleri doğrultusunda Cami yapısı sınırlarının belirlenmesi ve ihya projelerinin hazırlanabilmesi için gerekli olan araştırma kazısına yakın bir tarihte başlanacak ve ardından, yine aynı bölgede bulunan ve 1696 yılına tarihlenen "Valide Sultan Çeşmesi" çevresinde peyzaj düzenlemeleri gerçekleştirilerek bu çeşmeye su bağlantısı yapılacak ve böylece tarihi çeşmeye yeniden işlev kazandırılacaktır.
Yapılan çalışmalar konusunda açıklamalarda bulunan İşyurtları Kurumu Başkanı Murat Atan, işyurtlarının, hükümlülerin yeniden topluma kazandırılması bağlamında çok önemli bir misyon üstlendiğini belirterek; “İşyurtları, hükümlü ve tutuklulara istihdama yönelik meslek veya sanat öğretmek üzere faaliyet gösteren bir kurumdur. Ama Kurum faaliyetleri sadece mesleki bilgi, beceri aktarmakla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda sosyal sorumluluk kapsamında birçok çalışmayı da mesleki eğitimlerle birlikte yürütüyoruz.
Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül’ün de bu yöndeki talimatları doğrultusunda kültürel mirasımızı korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya yönelik girişimlerimiz var. Telkari, Edirnakari, Savat, Yemenicilik, Bastonculuk, Yazmacılık, Taş Yontuculuğu, Çinicilik, Kakmacılık gibi kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı yaşatmak üzere önemli çalışmalar yapıyor, bir yandan da bu kapsamda üretilen ürünlerimize coğrafi işaret ve mahreç almak suretiyle hem onları koruma altına alıyor hem de yaygınlaştırıyoruz. Son olarak açılan mimari restorasyon uygulama iş koluyla da bir yandan tarihi ve kültürel zenginliklerimizin korunmasına destek sağlarken bir yandan da ülkemize restorasyon alanında çalışacak ara eleman yetiştirmiş oluyoruz.” şeklinde konuştu.
Bu kapsamda, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının yakın ilgisi ve takibiyle Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü bünyesinde açılan Mimari Restorasyon ve İnşaat İş Kollarında istihdam edilen hükümlüler, Edirne Müze Müdürlüğü uzmanlarının denetim ve gözetiminde, Edirne Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü arazi dâhilinde bulunan tarihi eserlerin ve bu eserlere ait kalıntıların restore çalışmalarını yürütüyor.
1827- 1893 yılları arasında yapılan ve daha sonra birkaç kez yangın ve tadilat geçiren, “Yanık Kışla” olarak da bilinen Mahmudiye Kışlası, günümüzde Edirne Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olarak kullanılmaktadır. Bu kışlanın Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumuna tahsisli arazi sınırlarında bulunan talim avlusu girişi, avlu duvarları, hamamı ve yıkılmış cami yapıları Koruma Kurulu Kararı ile anıt varlık olarak tescil edilmiştir. Mimari Restorasyon Uygulama iş kolu, ilk olarak bu Kışla talim avlusu girişinde bulunan ve giriş kapısını belirleyen kule yapıların, restorasyon uygulamaları öncesi, yerinde ölçüm ve proje çalışmalarına başladı. Ayrıca Açık Ceza İnfaz Kurumuna tahsisli arazi içinde yer alan ve 1827 yılında Sultan II. Mahmut tarafından yaptırıldığı belirtilen “Piyade Kışla-ı Hümayun Camii’nden geriye kalan minare kalıntıları çevresinde, Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun izinleri doğrultusunda Cami yapısı sınırlarının belirlenmesi ve ihya projelerinin hazırlanabilmesi için gerekli olan araştırma kazısına yakın bir tarihte başlanacak ve ardından, yine aynı bölgede bulunan ve 1696 yılına tarihlenen "Valide Sultan Çeşmesi" çevresinde peyzaj düzenlemeleri gerçekleştirilerek bu çeşmeye su bağlantısı yapılacak ve böylece tarihi çeşmeye yeniden işlev kazandırılacaktır.
Yapılan çalışmalar konusunda açıklamalarda bulunan İşyurtları Kurumu Başkanı Murat Atan, işyurtlarının, hükümlülerin yeniden topluma kazandırılması bağlamında çok önemli bir misyon üstlendiğini belirterek; “İşyurtları, hükümlü ve tutuklulara istihdama yönelik meslek veya sanat öğretmek üzere faaliyet gösteren bir kurumdur. Ama Kurum faaliyetleri sadece mesleki bilgi, beceri aktarmakla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda sosyal sorumluluk kapsamında birçok çalışmayı da mesleki eğitimlerle birlikte yürütüyoruz.
Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül’ün de bu yöndeki talimatları doğrultusunda kültürel mirasımızı korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya yönelik girişimlerimiz var. Telkari, Edirnakari, Savat, Yemenicilik, Bastonculuk, Yazmacılık, Taş Yontuculuğu, Çinicilik, Kakmacılık gibi kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı yaşatmak üzere önemli çalışmalar yapıyor, bir yandan da bu kapsamda üretilen ürünlerimize coğrafi işaret ve mahreç almak suretiyle hem onları koruma altına alıyor hem de yaygınlaştırıyoruz. Son olarak açılan mimari restorasyon uygulama iş koluyla da bir yandan tarihi ve kültürel zenginliklerimizin korunmasına destek sağlarken bir yandan da ülkemize restorasyon alanında çalışacak ara eleman yetiştirmiş oluyoruz.” şeklinde konuştu.
Fotoğraflar